Prof. Dr. Organ Özgür: Her 10 kişiden 3ünde alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı mevcut

Türkiye'de her 10 kişiden 3'ünde alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı tespit edildi. Bu önemli sağlık sorununa dikkat çeken Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Özgür, karaciğer yağlanmasının yaygınlığını ve tehlikesini vurguladı.

Karaciğerde normalden fazla yağ birikmesine "karaciğer yağlanması" denildiğini belirten Özgür, özellikle alkol kullanmayan veya çok az kullanan kişilerde görülen bu duruma "alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı" adını verdiklerini açıkladı. Bu hastalığın tehlikeli bir tablo oluşturduğunu söyleyen Özgür, karaciğer yağlanmasının "basit yağlanma" veya "non-alkolik steatohepatit (NASH)" şeklinde iki farklı tipte ortaya çıkabileceğini ifade etti.

Özgür, "Karaciğer yağlanması, sadece yağ birikimi olduğunda tehlikeli bir tablo oluşturmaz ve ilerlemez. Ancak, yağlanma ile birlikte karaciğerde iltihaplanma (steatohepatit) başladığında, karaciğer hücrelerinin hasar görmesi ve yara dokusu oluşmaya başladığında, durum ciddiyet kazanır. Steatohepatit aşamasında, karaciğer enzimleri yükselebilir. Bu hastalık ilerledikçe karaciğer sirozu riski artar, hatta karaciğer kanseri de gelişebilir." dedi.

Türkiye'de her 100 kişiden 30'unun alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığına sahip olduğunu tahmin edildiğini belirten Özgür, bu hastaların genellikle belirtiler göstermediğini ve hastalığın başka bir nedenle yapılan tetkikler sırasında fark edildiğini söyledi. Özgür, "Hastalığın ilerlemiş aşamalarında kaşıntı, iştahsızlık, bulantı ve sarılık gibi şikayetler görülebilir. Bu nedenle karaciğer yağlanması riski taşıyan kişiler düzenli olarak kontrollerini yaptırmalıdır." şeklinde uyarılarda bulundu.

Özgür ayrıca hastalara beslenme düzenlerini gözden geçirmeleri, düşük yağlı yiyecekleri tercih etmeleri ve düzenli olarak spor yapmaları gerektiğini önerdi. Ayrıca, hastaların doktorlarından tavsiye almadan ilaç veya bitkisel tedavilere başvurmamaları gerektiğini vurguladı. Bu hastalığın tedavisi için özel ilaçların henüz bulunmadığını ancak araştırma çalışmalarının devam ettiğini belirtti.