Rami Kütüphanesi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı ve Okçular Vakfı’nın işbirliğiyle hazırlanan ’Türk-İslam Okçuluğu Yazma Eser Sergisi’ ziyarete açıldı. Sergideki eserler, sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Rami Kütüphanesi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı ve Okçular Vakfı’nın işbirliğiyle hazırlanan ’Türk-İslam Okçuluğu Yazma Eser Sergisi’ ziyarete açıldı. Serginin açılışında, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ve İstanbul Valisi Davut Gül, Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Necmeddin Bilal Erdoğan, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Ferruh Özpilavcı, Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız birer konuşma gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak sergi, sanatseverlerle buluştu. Sergide, Türk - İslam medeniyetinin önemli askeri ve kültürel unsurlarından biri olan okçuluğun teknik, tarihi, kültürel ve sanatsal yönlerini içeren el yazmaları, levhalar, murakkaların yanı sıra, Okçular Tekkesi Müzesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzelerin envanterlerinden seçilen okçuluk malzemelerine yer verildi. Öte yandan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kütüphanelerden seçilen 31 el yazması kitap, 2 levha ve 3 murakka sergilendi. Memlük, Osmanlı Cihan Devleti ve Safevi dönemi okçuluğunu yansıtan Selahaddin-i Eyyubi’ye ithaf edilen Tabsıratü Erbabi’l-Elbab adlı eserin 1388 yılında istinsah edilmiş bir nüshası, Alaeddin Tayboğa el-Eşrefi el-Beklemişi’nin savaş okçuluğunun temel ilkelerini işlediği eseri, Bahtiyarzade Hacı Hasan Çelebi’nin kaleme aldığı ve okçuluk konusunda Osmanlı döneminde yazılmış ilk telif eser olan risale gibi Türk-İslam okçuluğunun önemli metinleri bulunuyor. Ayrıca, okçuluğa dair çeşitli sahneleri gösteren minyatürler de sanatseverlerle buluştu. Serginin açılışından sonra Rami Kütüphanesi bahçesinde ziyaretçiler ok atışı yapıldı. 4 Kasım tarihine kadar sergi, Pazartesi hariç her gün 09.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ücretsiz ağırlayacak.
"Bir sporcumuzun gol sevincini, 100 yıl önce topraklarımızı işgale yeltenenlerin nasıl başka taraflara çektiklerini görmüyorlar"
Türk-İslam Okçuluğu Yazma Eser Sergisi açılışında konuşan Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Necmeddin Bilal Erdoğan, "Okçuluk Araştırma Enstitüsü’nü kurduk. Okçuluk laboratuvarımızı kurduk. Her yıl fetih kupamısı yapmanın yanında Ahlat-Malazgirt’teki etkinlikleri tertip etmeye başladık. Bütün bunların yanında Kıbrıs’tan Bosna Hersek’e, Orta Asya ülkelerinden Çin’e, Balkanlara varıncaya kadar çok çeşitli coğrafyalarda Türk okçuluğunun tanıtımını yaptık. Sadece soydaş ve dindaş topluluklara değil, gayrimüslim ülkelere, topluluklara da Türk okçuluğunu anlatmaya ve tanıtmaya çalıştık. Çünkü tarihin yetiştirdiği en güçlü okçuların torunlarıyız. Bu bizim önemli bir kültürel zenginliğimiz. UNESCO’da Türk okçuluğunun somut olmayan kültürel miras listesine girmesi konusunda enstitü uzmanlarımız ciddi katkı sağladılar. Geldiğimiz noktada bu tarih şuurunun güçlendirilmesine yönelik yaptığımız çalışmaların yanında Türkiye’de hem geleneksel hem de olimpik okçuluğun popülerleşmesi, yaygınlaşması, güçlenmesi içinde çok büyük gayretlerimiz oldu. Hamdolsun uluslararası müsabakalarda sporcularımızın aldığı madalya sayılarının artışına baktığımızda, Türkiye’deki lisanslı okçu sayısının ne denli hızlı arttığını görüyoruz. Vakfımız bütün paydaşlarla, federasyon, bakanlık, kulüplerle yakın çalışarak önemli neticeler aldı. İnşallah okçularımız Paris’te de yüzümüzü ağartacak. Yine Tokyo’da olduğu gibi madalya ve madalyalarla milletimizi sevindirecekler. Tarih şuurunun yerleşmesinin önemli olduğuna inanıyoruz. Vakfımızın kuruluş sebeplerinden birisi de bu. Onun için vakfımızın kuruluşunu 1453’e, kurucumuzun da Fatih Sultan Mehmed Han olduğuna inanarak yola çıktık. Son günlerde yaşadıklarımıza baktığımızda dostu, düşmanı dahi ayırt etmekte zorlanan bir neslin yetişmesiyle karşı karşıyayız. Bu geleceğimiz için bir tehdit. Bir sporcumuzun gol sevincini daha 100 yıl önce topraklarımızı işgale yeltenenlerin nasıl başka taraflara çektiklerini görmüyorlar. Kişi kişiye kendi gibi bilirmiş derler. Bizde insanları evlere doldurup yakmalar, canına kast etmeler böyle düşmanlıklar yapmak yoktur. Öyle bir imtihandan geçiyoruz ki bu tarih şuurunun yeni nesillerde sulandırılması, zayıflatılması Türkiye’de de Avrupa’da görülen ırkçı akımların ufak ufak filizlenmesine yol açtı. İşte bunlarla mücadele etmenin bir tarafı, dostun düşmanın kim olduğunu, bütün nesillerimizin doğru bilmesinin bir yönü de uzak-yakın tarihimizi doğru bilmek. Burayı vatan yapmanın ne denli zor olduğunu, burayı vatan olarak korumanın ne denli mücadele ve teyakkuz hali gerektiğini yeni nesillere aktarmak Türkiye’nin bir milli güvenlik meselesidir. Bizde vakıf olarak bunlara katkı sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
"Gençlerimizin, çocuklarımızın bu sergiyi ziyaret etmelerine vesile olacağız"
Gençlerin ve çocuklarının sergiyi gezmesine vesile olacaklarını ifade eden İstanbul Valisi Davut Gül, "Bizim sevincimiz, üzüntümüz, zevklerimiz, sporlarımız farklı. Sonuç itibarıyla Türk-İslam medeniyetinin olduğu bu topraklarda kendimize ait bir medeniyetimiz var. Fakat popüler kültür çok ilgi gösterilmeyen alanlarda sanki yokmuş gibi bir fotoğraf ortaya çıkarıyor. Hem Yazma Eserler Başkanlığımıza hem Okçular Vakfımıza ve bunu himaye eden Başkanımız Bilal Erdoğan başta olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Kasım’a kadar açık olacakmış. İnşallah okulların açılmasıyla gençlerimizin, çocuklarımızın bu sergiyi ziyaret etmelerine vesile olacağız" şeklinde konuştu.
"2024 yılı itibariyle 10 adet eser yayınlanmıştır ve araştırmacıların istifadesine sunulmuştur"
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Ferruh Özpilavcı ise "Rami Kütüphanesi içinde Türkiye Yazma Eserler Kurumu’na tahsis edilen alana taşınan Kitap Şifahane’si yazma eserlerin konservasyon ve restorasyonuna ilişkin hizmetlerini genişletirken Nadir Eserler Okuma Salonu daha fazla araştırmaya eriştirme olanağı sunuyor. Rami Kütüphanesi’nde oluşturulan Yazma Eser Sergi Salonu’nda depolarımızda itinayla muhafaza edilen yazma eserlerimizi, milletimizle oluşturma imkanına kavuştuk. Bugün Okçular Vakfı ile bir süredir yaptığımız işbirliğinin ürünlerinden olan Türk-İslam Okçuluğu Yazma Eser Sergisi’ni açılışını yapmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımız kültürümüz ve medeniyetimizin her alanında olduğu gibi okçulukla ilgili yazma eserlerle de yakından ilgilenmektedir. Tüm İslam medeniyeti içinde yalnızca savaş sanatı olarak kalmayan kültür ve sanat unsuru haline de gelmiş olan okçuluğun günümüzde yeniden revaç bulması oldukça sevindirici bir gelişmedir. Bu çerçevede kurumumuzda Okçular Vakfı ile işbirliği yaparak okçuluğa dair yazma eserleri yayınlamaya başlamıştır. Konuya ilişkin akademik çalışmalara katkıda bulunmayı hedeflemiştir. İşbirliği neticesinde 2024 yılı itibariyle 10 adet eser yayınlanmıştır ve araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. Ziyaretçilerimiz bu yayınlarımızı sergi salonunda inceleyebileceklerdir. Türk-İslam Okçuluğu Yazma Eser Sergisi’nde hem okçuluk geleneğimizle ilgili yazma eserleri milletimizle buluşturmayı hem de okçuluğa yönelik ilgi uyandırmayı hedefliyoruz. Ziyaretçilerimiz ok atışını deneyimleyebilecek, düzenlenen panel, konferans ve seminerlere katılarak geleneksel Türk okçuluğu hakkında detaylı bilgi edinebileceklerdir" dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.