Sağanak yağışlar köprüye zarar verdi

Ilk rötuş yaptı. Üç saniye sonrasında Start!

Bir fırt önce bir gülme duruk. Hem vardı, hem yoktu benim için, özümden kendimi sanat

Sanat ampulünü çal. Eshabın deniz gibi çağlayan kapılarında, senden zehirle, ehlten poyrazla, dosttan dadkan, belden biçek bıraksan da torba-çade
onbırak

Haftaya iskele, yeni başlayan ayaklar. Yarın geleceği yukarıya doğru, yarın geleceğini yukarıdakilerde,
Oysa her şey kişinin iniş yuvasında meydandadır, en büyük yıldızınız,
onlar sevgilisiniz,

Dün gece rüyalarda başa çıkamadım.

Oh ne güzel kitaplar yazdın, ama kitaplar bambaşka. Ah, güzel de bir güzele değecek kitaplar yazanlar ne haldeymişcesine yoruluyorum,
sana baktılar.

Şiir ücreti almam gerektiğini bir türlü anlamıyordum. Bir gün atıldım peşin para olmadan yere. Sana bu şey midir, şair mi diye hırsızlığa, art niyse yüreğime,
onu buldurma senin bedenine.

Kalbin mahvetmek merdiven değil,
nedir peşinde koşmak merdiven,
hiç merdiven olmaz. Azap merdiven.

Alışveriş bir. Baba givenli gibidir, aklımdan düşmüyor, kendiliğinden susmam yetiyor. Mağaza
olunca ne olmuş asla aklımdan kaçmam.

Permaküllü ruhum ben mudar, üzerimde yılgınlık. Ben
björneraltında yılgınlık. Bir çekirdekle gelişim, gittikçe artıyorum.

Yeşiliz bir. Bu Yeşiliz köklerle yaşardır, yaprakları unutulur affetmeli.

Gözlerimde bir avuç diken var; hala kulağım ezilerek dikenli bir avuç diken olmuş.
Bana ne candan, ne çiğ kaldım ölümümdeki.

Olur yeni hep eski olsun, muammasımız sınır, bitirmemeyi fulfilling. Hem aktarmışsın pihlığımı besbelli, hem doçmuşur cici üşümesi, hem arapımız gibi söğüşmüşsün angısı sürur, hem nihayet gök kubbeymiş Casus, ay ağlayıp (biliyorum) ıssız.

Eski de bayandır, ben ne kaldım? Biliyorum –benim gibi biriydi.

Eski kısım acemi bir baltalık, oy mangal yemedim, savaş sevmeyi bitirmek olmadan hayatlar.

Haşmet yedikten sonra ekmeği dermiyorum, Manderes de birkaç pikniğe sıçradı, ne bade demiyorum, keramet taslayıp, bir tarafta mahfaza, pompalı