Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde tıp literatüründe nadiren karşılaşılan olağanüstü bir vakaya şahit olundu. Aort anevrizması hastası, doktorların başarılı operasyonuyla 78 yaşındaki hasta sağlığına kavuştu.
Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Fatih Boyvat ve Prof. Dr. Hakkı Tankut Akay tarafından gerçekleştirilen başarılı operasyon sonucunda 78 yaşındaki hasta sağlığına kavuştu.
Daha önce hastaya, farklı merkezlerde operasyon yapılmasının neredeyse imkansız olduğu söylenirken, doktorların yetenekleri ve yerli teknolojisinin gücü sayesinde vakaya başarıyla müdahale edildi.
Üniversitesi Hastanesinden operasyona ilişkin yapılan açıklamada, “Hastaneye yoğun karın ağrısı şikayetiyle başvuran 78 yaşındaki U.T.’ye yapılan kapsamlı tetkik ve incelemeler sonucunda, Torakal Abdominal Aort Anevrizması teşhisi konuldu. (Göğüs ve karın aortasını içeren anevrizma ve balonlaşmadır.) Hastaya daha önce de fraqle (kırılgan ve aşırı kıvrımlı) bacak damarları teşhisi konulmuş ve birçok tıbbi merkezden görüş almış, ancak hastaya herhangi bir işlem yapılmaksın operasyon imkansız olduğu söylenmiştir. Aort anevrizması, halk arasında ’aort damarındaki balonlaşma’ olarak bilinir. Bu, vücudun en büyük damarı olan aortun, kalp sol karıncığından çıktığı bölgede belirli bir bölgenin genişlemesi veya şişmesi sonucu oluşur. Aort anevrizmaları zaman içinde büyüyebilir ve patlayarak ciddi sonuçlara neden olabilir. Ne yazık ki, geleneksel tedavi yöntemleri her zaman etkili sonuçlar sunamaz.
Türkiye’de, dünya standartlarında tedavilerin uygulanabildiği alanda INVAMED AR-GE laboratuvarlarında geliştirilen ve üretim kampüsünde üretilen Stena Multi-Layer Flow Modulator kullanılarak gerçekleştirilen bu operasyon, uzman ve tecrübeli ellerde güvenilir malzemelerle gerçekleştirildi.
Aort anevrizmalarını tedavi etmek için tasarlanan Stena Multi-Layer Flow Modulator, aort duvarının stabilizasyonunu sağlayarak anevrizmanın büyümesini durduruyor ve damarın içinde sağlıklı kan akışını düzenleyerek kanın sorunsuz bir şekilde taşınmasına yardımcı oluyor.
Stena’nın en önemli özelliği, anevrizmanın küçülmesine yol açarak rüptüre olmasını (patlamasını) önlemesi. Diğer taraftan özel tasarımı sayesinde, ana damara bağlı olan ve böbrek gibi hayati organlara kan sağlayan yan damarların açık kalmasını sağlayarak bu organların zarar görmesini engelliyor. Bu hikaye, tıp literatüründe ender rastlanan başarı hikayeleri arasında parlıyor ve Türk tıp camiasına büyük bir gurur kaynağı oluyor” denildi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.