Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, suda doğumun doğal ve güvenle tercih edilen bir doğum şekli olduğunu belirterek, suda doğum ile annenin ağrıları daha az hissettiğini söyledi.
Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, günümüzde en çok bilinen normal doğum ve sezaryen doğum olmak üzere 2 seçeneğin ön plana çıktığını fakat çok eski tarihlerde uygulanmaya başlanan başka bir seçenek daha olduğunu söyledi. Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, birçok kültürde kullanılan bu yöntemin ‘suda doğum’ olduğunu ve ülkemizde çok bilinmediğini aktardı.
“Suda doğumlarda ağrı kesici ihtiyacının bariz şekilde azaldığı görülmüştür”
Suda doğumu detaylarıyla anlatan Sekmenli, “Anne adayının, doğum için özel olarak tasarlanmış küvet veya havuz içine girmesi ile başlayan suda doğum, doktor kontrolünde, vajinal doğum ile bebeğin dünyaya gelmesi ile gerçekleşmektedir. Suda doğum doğal bir doğum şekildir. Diğer doğum türleri ile aynı oranda riskler taşıdığından güvenle tercih edilen bu doğum şeklinde rahime giden kan akımı artar, böylece rahim içinde olan kasılmalar rahatlıkla düzene girer ve bir başka olumlu etkisi de annenin bu kasılmaları daha az hissettiği yönündedir. Yapılan kanıta dayalı çalışmalarda da suda doğumlarda ağrı kesici ihtiyacının kara doğumlarına göre bariz şekilde azaldığı görülmüştür” dedi.
“Suyun sıcaklığı doğum eylemi süresince 32-35 derece arasında değişmektedir”
Suda doğuma uygun olan anne adaylarının özellikle suyun sıcaklığını merak ettiğini kaydeden Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, “Suda doğumlarda annenin içine girdiği su soğuk bir su değildir. Suyun sıcaklığı doğum eylemi süresince 32-35 derece arasında değişmektedir. Doğum süreci suyun içinde başladığı için suyun olumlu etkileri vardır. Bilindiği üzere bu sıcaklıkta olan sular bütün kas ve tendonlarımızda gevşeme etkisi sağlayacaktır. Bu etki anne adayında da görülür. Annenin hareketliliği artarak doğumda kolaylaştırıcı etki sağlamaktadır. Yine kanıta dayalı çalışma sonuçlarında doğumun 1. evresinin (sancıların başlamasından tam açıklık düzeyine kadar olan dönem) suda doğumlarda anlamlı oranda daha kısa sürdüğü görülmüştür. Bir başka olumlu etkisi perine (doğumun olduğu genital alan) bölgesi laserasyonları (yırtılma) suda doğumlarda daha nadir görülür. Görülen laserasyonlar genelde önemsiz olan 1., 2. derece laserasyonlardır” ifadelerini kullandı.
"Bazı anne adaylarında suda doğum önerilmemektedir"
Tüm bu olumlu özelliklerinin yanında suda doğumun bazı anne adaylarında önerilmediğini söyleyen Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, kimlerin suda doğum yapamayacağını açıklayarak, “Anne karnındaki bebekte gelişme geriliği olması, bebeğin makrozomik bebek olması, kilo tahmininin 4 bin 500 gramdan büyük olması, doğum eyleminin 37. gebelik haftasından önce başlamış olması, bebekte geliş anomalisi (makat, transvers, ayak geliş) olması, annede genital herpes enfeksiyonu olması, çoğul gebelik olması, annede yüksek tansiyon olması durumlarında suda doğum önerilmez. Bunların dışında her kadının eğer hekimi uygun görüyorsa suda doğum yapabilir. Suda doğum bu konuda deneyimli hekim ve ebelerce gerçekleştirildiği sürece güvenli bir doğum yöntemidir. Tüm doğumlarda olduğu gibi hedeflenen her zaman sağlıklı anne bebek kavuşmasıdır” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.