Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan; 2024, 2025, 2026 yılları enflasyon tahminlerinde değişikliğe gidilmediğini bildirerek, enflasyonun 2024 yıl sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngördüğünü belirtti.
TCMB Başkanı Karahan, Merkez Bankası İdare Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘Enflasyon Raporu 2024-III Bilgilendirme Toplantısı’ düzenledi. Karahan, toplantıda, enflasyon ve ekonomik gelişmelerden para politikası stratejilerine kadar pek çok konuda bilgilendirmede bulundu. Karahan, 2024, 2025 ve 2026 yılsonu enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmediklerini belirterek, enflasyonun 2024 yılı sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngördüklerini açıkladı.
“Türkiye’nin dış talep görünümü bir önceki rapor dönemine göre yatay seyretti”
Yurt içi talebin ikinci çeyrekten bu yana azaldığı bilgisini veren Karahan, talepteki dengelenmenin güçlenerek devam edeceğini öngördüklerini belirtti. Dengelenmenin etkisiyle cari işlemler açığında düşüşün sürdüğünü bildiren TCMB Başkanı Karahan, önceki rapor döneminden bu yana değişmeyen tek unsurun para politikasındaki kararlı duruşları olduğunu kaydetti. Son dönemde öne çıkan küresel ekonomik gelişmelerin, küresel büyümede sınırlı toparlanma eğiliminin hizmetler sektörü öncülüğünde devam ettiğini ifade eden Karahan, “Büyüme tahminleri Euro Bölgesi’nde sınırlı olarak yukarı, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi ülkelerinde ise aşağı yönlü güncellendi. Böylece, Türkiye’nin dış talep görünümü bir önceki rapor dönemine göre yatay seyretti. 2025 yılında ise daha belirgin bir toparlanma bekleniyor” dedi.
Enflasyon görünümüne bağlı olarak, gelişmiş ülkelerin bazılarının faiz indirim süreçlerine başladığını kaydeden Karahan, ılımlı büyüme ve enflasyon görünümü, merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de parasal sıkılığı azaltabileceklerine işaret ettiğini sözlerine ekledi.
“Yıllıklandırılmış cari açığın gerilemesini sürdürerek 20 milyar dolar civarına inmesini bekliyoruz”
Yurt içi makroekonomik gelişmelere ilişkin tespitleri paylaşan Karahan, “Sıkı para politikamız sonucunda iç talepteki dengelenme devam edecektir. Yılın geri kalanında negatif düzeylere düşecek olan çıktı açığı, dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olacaktır. İç talepteki dengelenmeye paralel olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devam ettiğini görüyoruz. Bunun yansımasıyla, ikinci çeyrekte, cari açığın milli gelire oranının yüzde 2,5’in altına gerilediğini tahmin ediyoruz. Temmuz ayı itibarıyla ise yıllıklandırılmış cari açığın gerilemesini sürdürerek 20 milyar dolar civarına inmesini bekliyoruz. Daha önce de iletişimini yaptığımız gibi, parasal sıkılaştırma dönemlerinde, cari dengede düzelme oluyor. Önümüzdeki dönemde, sıkı parasal duruşumuzla uyumlu olarak cari dengedeki olumlu seyrin süreceğini öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
Toplantıda enflasyona ilişkin değerlendirmelerini aktaran Karahan, mayıs ayında tepe noktasına ulaşan yıllık enflasyonun, takip eden iki ayda düşüş sergilediğini kaydederek, tüketici enflasyonunun temmuzda yüzde 61,8 ile önceki Enflasyon Raporunda öngörülen tahmin aralığının içinde gerçekleştiğine dikkati çekti.
Bir önceki Enflasyon Raporu sonrasında alınan önemli makro ihtiyati tedbirlerden bazılarına değinen Fatih Karahan, Türk lirası karşılığı döviz ve altın swap ihaleleri ile gün içinde iki kez farklı vadelerde depo alım ihaleleri uygulamaya başladıklarını hatırlattı. Karahan, ilerleyen dönemlerde, diğer para piyasalarında da işlem yapmaya başlayarak likidite fazlasını sterilize etmeye devam edeceği bilgisini verdi.
“KKM’nin hedefleri ve asgari faizinde atılan adımların da etkisiyle, TL mevduat payındaki artışın devam edeceğini öngörüyoruz”
Mart ayından bu yana Türk lirası mevduat payının yükselerek yılsonu hedefi olan yüzde 50’yi aştığını ve kur korumalı mevduatın payının ise yüzde 11’e gerilediğini kaydederek, “KKM’nin hedefleri ve asgari faizinde atılan adımların da etkisiyle, TL mevduat payındaki artışın devam edeceğini öngörüyoruz. Mevcut politika duruşumuz, Türkiye’ye yönelik risk algısının iyileşmesini ve risk priminin düşüş sürecini de destekledi” dedi.
“Swap hariç net rezervlerimiz 28,6 milyar dolara yükseldi”
31 Temmuz itibarıyla TCMB taraflı swap bakiyesinin sıfıra indirildiği bilgisini paylaşan Karahan şu ifadelere yer verdi.:
“Sonrasında, sterilizasyon amaçlı olarak ters yönde swap işlemlerine başladık. 22 Mart ile 2 Ağustos tarihleri arasında, brüt rezervler 26,5 milyar dolar artış gösterirken, net döviz pozisyonumuz 93,1 milyar dolar iyileşti. 2 Ağustos itibarıyla brüt rezerv düzeyimiz 150 milyar doların üzerine çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz, yurt içinde yaptığımız TL karşılığı döviz swapları da dahil ettiğimizde 28,6 milyar dolara yükseldi.”
“Enflasyonun 2024 yılı sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngörüyoruz”
Orta vadeli tahminler oluşturulurken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ve ekonomi politikalarındaki eş güdümün korunacağı bir görünümün esas alındığına dikkati çeken Karahan, "2024, 2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminlerimizde değişikliğe gitmedik. Enflasyonun 2024 yılı sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngörüyoruz. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Yıl sonunun yaklaşması nedeniyle 2024’e denk gelen tahmin aralığının mekanik olarak daralması gerekirdi. Ancak son dönem jeopolitik gelişmeler ve küresel finansal oynaklıklar neticesinde artan belirsizlikler nedeniyle tahmin aralığımızı yüzde 34 ila 42 arasında koruduk" ifadelerini kullandı.
“Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına gerileyeceğini öngörüyoruz”
Karahan, 2024 yıl sonu tahmin muhasebesinde aşağı ve yukarı yönlü etkilerin birbirini dengelediğini gördüklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2024 yıl sonu tahmin muhasebesine baktığımızda aşağı ve yukarı yönlü etkilerin birbirini dengelediğini görüyoruz. Talep şartlarındaki dengelenme ve enflasyon beklentilerindeki gerilemenin öngörülerimizden daha yavaş gerçekleşmesi, tahminimizi 0,2’şer puan yukarı yönlü etkiledi. Buna karşılık, Türk lirası cinsi ithalat fiyatları ve yönetilen-yönlendirilen fiyat varsayımlarımızdan gelen toplam etkiyi -0,4 puan olarak hesaplıyoruz. Yıllık enflasyonun mayıs ayında zirveye ulaşmasıyla, politika iletişiminde sıklıkla vurguladığımız dezenflasyon dönemine girmiş bulunmaktayız. Yılın üçüncü çeyreğinde geçen yıldan gelen olumlu baz etkisinin de katkısıyla enflasyon belirgin şekilde gerileyecek. Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecek. Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle, enflasyonun yılın kalanında da istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz. Ayrıca, finansal şartlardaki sıkılaşmayla beraber talep şartlarında görülen dengelenmenin önümüzdeki dönemde daha da belirginleşeceğini tahmin ediyoruz. Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz. Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla, enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek. Para ve maliye politikalarının eşgüdümü de bu sürece katkı sağlayacak.”
Toplantı, Karahan’ın sunumunun son bulmasının ardından ekonomist ve basın mensuplarının Başkan Karahan, Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay’a yöneltilen sorular ile devam etti.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.