Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, “Biz Yunus Emre Enstitüsü olarak bütün dünyayla bağ kurmaya çalışıyoruz” dedi.
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Ulus’ta bulunan Yunus Emre Enstitüsü’nde Mısır Türkoloji ve Kültürel Diplomasi heyetini ağırladı. Ateş, Türkiye ve Mısır’ın İslam coğrafyası için önemli ülke olduklarına değindi. Ateş, Mısır’ın bilim ve insanlık tarihi açısından önemli olduğunu ifade etti. Türkiye ve Mısır’ın tarih boyunca birlikte hareket ettiklerini belirten Ateş, “Türklerin sürekli Mısır’la birlikte Afrika’daki insanlığa el uzatması çok kıymetli. Çağdaş hayatta baktığımızda da yine Cumhurbaşkanımızın Mısır ziyaretinden sonra hakikaten bu ilişkiler yeniden bir ivme kazandı. Hem stratejik güncel olaylar bağlamında bakıldığında hem etnik ve mezhepsel açıdan da bakıldığında yani tam coğrafyasının ana omurgası olan 2 ülke yani Türkiye halkının Müslüman olması bakımından ve Mısır bu açıdan çok kıymetli. Aynı şekilde Türk diasporası ve Mısır diasporası da bu anlamda çok kıymetli” diye konuştu.
Dünyada en çok teknik bilimlerde mühendislikte tıpta yurt dışında insan bulunduran Mısır halkı ve Türk halkı olduğunun altını çizen Ateş, “Biz Yunus Emre Enstitüsü olarak bütün dünyayla bağ kurmaya çalışıyoruz. Hassaten son dönemde de Mısır öne çıkmakta. Çünkü halkın nüfusu, yetişmiş insan sayısı, genç nüfusunun artması hem bölgesel barışın yaygınlaştırılması açısından, hem de küresel anlamda bakıldığında geçiş güzergahları Akdeniz güvenliği özellikle tabii ki taşıma açısından insan insanların ortak üretim ve tabii ki dünya pazarına açılması bakımından bu ilişkilerin geliştirilmesi gerekiyor. Biz de son dönem Özellikle Kahire’de gerçekleştirdiğimiz medya buluşmaları, Türk ve Mısırlı, gazetecilerin bir araya gelerek özellikle bu Cumhurbaşkanımızın ziyaretinden sonra Mısır Cumhurbaşkanımız da İstanbul’a ya da Ankara’ya gelme ihtimaline hazırlık olarak bu faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Çünkü özellikle halklar arasındaki ilişki, kültürel ilişki, medeniyet bağlamındaki ilişkiler her zaman siyasete yön vermiştir. Çünkü siyasi ilk düğmeyi takar. Ama ülkenin boyutunda çalışan, entelektüelleri, gazetecileri, iş adamları bu binayı teşkil eder ve bu ilişkiler bir ömür boyu sürekli ürün verir. O açıdan da Türkiye Mısır ilişkileri hem bölgesel hem de küresel anlamda çok kıymetli. Biz bunun bağlarını insanları bir araya getirerek oluşturuyoruz” şeklinde konuştu.
Son dönemde Mısır’da gelişen çok ciddi bir Türkoloji ve Türkçe öğrenme, Türk dizilerini izleme, Türkiye’yi örnek olarak görme ilişkiler bakımından bir eğilimine dikkat çeken Ateş “Bu misafirlerimizle de özellikle sadece Kahire’de bir merkez açılması değil. İskenderiye’de özellikle merkeze açılması, üniversiteler bünyesinde yine Türk köşelerinin oluşturulması ve böylelikle orada yetişen gençlerin Türkçe, Arapça, İngilizce bilerek Türk iş adamlarıyla birlikte dünya pazarlarını açılması gerek Afrika’daki insan gücünü niteliğini ve sayısını artırmak. Gerekse Türk ürünlerinin bütün dünyaya açılması konusunda bu insan gücünün değerlendirilmesi gibi umut projeler konuşuldu. İnşallah biz bu projeleri gerek yönetim gerekse Dışişleri Bakanlığımızla da istişare ederek iki cumhurbaşkanının bir araya gelmesinde bütün bu zemin hazırlandığı zaman tabii ki siyasi liderlerin de hareket etmesi daha kolay olacak. Mevcut halkların ortaya çıkarttıkları projeleri hayata geçirme imkanları olacak. O açıdan çok kıymetli bir taraftan bölgenin savaşa, şiddete ve zulme dur demeye başlıyor. Diğer taraftan tabii dur derken alternatifler geliştirmek gerekiyor. O açıdan da işte yanı başımızda, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de yanan ya da işte terörün hakim sürmesi yerine anlaşmalar yoluyla bütün bölgedeki insanların kalkınmasına sağlığına ve tabii ki ekonomik zaten katkı sağlayacak insani projelerin geliştirilmesi gerekiyor. Yumuşacık enstitüde bu noktada kendi üzerine düşen kültürel boyutunu insanları bir araya getirerek tamamlamaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
"Mısır’a bakınca Türkiye’yi, Türkiye’ye bakınca da Mısır’ı görebilirsiniz"
Türk mirasından bahsedildiği zaman ise Mısır mirasından da bahseden Türk Eserleri Uzmanı Akademisyen Mohamed Sarhan " Çalışmalarıma tarihle başladım ve bu beni dile ve kültürle ilgili diğer noktalara yönlendirdi. Kültürden bahsetmeden tarih çalışamazsınız. Mısır ve Türkiye arasında ortak miras var. Yani Türk kültürü çalışırken aslında Mısır kültürü de çalışmış oluyoruz. İki kültürü bilmeden bu çatıyı anlamanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Mısır’a bakınca Türkiye’yi, Türkiye’ye bakınca da Mısır’ı görebilirsiniz. Umarım bu ziyaretimiz bir başlangıç olur ve devamında birçok farklı konu başlığı altında çok sayıda ziyaret gerçekleşir. İki ülke arasında kültürel bağlar çok kuvvetli. Yunus Emre Enstitüsü Mısır’da çok güzel işlere imza atıyor. Umarım birçok Mısırlı Türkiye’ye gelir ve birçok Türk de Mısır’a gelir. İki toplum birbirinin dilini ve kültürünü daha iyi öğrenir" diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.