İstanbul
18 Ocak, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Bilim ile bir savaş sonlandırılır mı?

26 Ocak 2024, Cuma 18:50
Bilim ile bir savaş sonlandırılır mı?

 

Savaşın sonu... ben artık  ölümün ta kendisiyim

‘’Yüreğimi yumrukla

Oysa şimdiye kadar

Üç kişilikli Tanrı

Kapıyı çalar, soluk alır, parıldar ve iyileşmeye uğraşır

Oysa ben doğrulurum ve ayakta kalabilirim

Fırlat at beni

boyun eğdir, hırpala, patlat, yak,

Yeni beni yapmak için’’

 

Oppenheimer'ın gerçekleştireceği felaketten haberi var mıydı?

22 .04.1904'de New York‘da doğan Robert’in babası Almanya’dan Amerika’ya göç ediyor. Uzun zamanlar yoksulluk çektikten sonra büyük başarılar elde ederek oldukça büyük bir tekstilci olan babası, roberta ve kardeşine zenginlik içinde bir hayat sunuyor. Annesi resssam olan Robert, her yerinde resimler olan sanatsal bir evde büyümüş. Haliyle Robert'da şiire düşkün bir şekilde büyüyor, Robert hayatı boyunca çektiği vicdan azabını şiirlerden alıntılar yaparak anlatmaya çalışıyor.

 Oppenheimer'in hayatı, zenginlik ve sanatla dolu bir ailede başlıyor.

Vicdanlı biri olmasının tohumları, Oppenheimer'in okul yıllarında başlamış olabilir. Oldukça seçkin olan bir okulda okudu. Bu okul için önemli olan şey erdemmiş ve Oppenheimer’a küçüklüğünden beri işlenen bir konu olmuş bu.

Oppenheimer, bilimsel başarılarının yanı sıra, kişisel sorunlarla da boğuştu. Psikiyatrik sorunlar, ağır bir depresyonun yanında, erken bunama teşhisi de onu zor bir mücadeleye sürükledi. Erken bunama sebebi ile yaptığı bazı şeyleri hatırlamıyor oluşu, insanların onun şizofreni olabileceği hakkındaki şüphelerini arttırdı.

 

Ailesi ile birlikte los alamos'da yaptığı tatillerden birinde ağır bir bağırsak hastalığına yakalandı. Bu hastalık nedeni ile okuluna bir süre ara vermek zorunda kaldı. Harvard’dan erken mezun olması bu açığı kapatacaktı.Yaşadığı hastalık nedeni ile los alamos’da doğa ilşe baş başa kalmaya ve doğa yürüyüşleri yapmaya başladı, aslında bu tam olarak loa alamos'un hayatının dönüm noktası olmasına yol açan sebeplerdendi. Kendisi hakkında, geçen aylarda vizyona giren film dışında hiçbir türkçe bilgi bulunmamakta. Oppenheimer’in otoriteye koşulsuz şartsız boyun eğmesi devlet tarafından çok iyi yönetilebilecek biri olmasına sebep olmuştu. Kendisini bilime öyle bir adamıştı ki dünyada olan hiçbir olaydan haberi yoktu. Sadece ve sadece çalışmalarına odaklı bir şekilde yaşıyor, hatta bu yüzden oy kullanmayı bile unutuyordu.

Artık o zaman gelmişti, çalışmaları biliniyor ve deneysel fizikte gelişmeye devam ediyordu.

Bu sıralarda dünyayı atom bombası korkusu sarmıştı. Einstein ve birçok yönetici,  nazi yönetiminin atom bombası yapacağı hakkında duyumlar almıştı. Nazilerin atom bombası yapması bütün dünya için o kadar korkutucu bir hâl alıyordu ki Amerika hükümeti devreye Manhattan projesini sokmaya karar verdi. Derin bir gizlilik içerisinde üretilen 1942 de kurulan bu projede binlerce bilim insanı bir araya gelmiş ve pek çok proje üretiyordu. Projelerin başına kimin getirileceği ise kararsızlık konusuydu. Pek çok bilim insanına teklif götürülse bile kabul eden sadece Oppenheimer olmuştu.

Dünya adım adım felakete koşmaya devam ederken, yapılan deneyler, nazilerin atom bombasının yapabileceğini kesinleştirmişti. Edward Teller artık bundan emindi ve endişe içerisindeydi. Bu endişesini Einsteine iletti Einstein ise bunu Amerikan üst mercilerine bir mektup ile bildirdi. Mektupda o meşhur sözler yazıyordu. ’Hepimiz çok endişeliyiz’’  bu mektup iletildikten,10 gün sonra uranyum danışma komitesi kuruldu. Manhattın projesi ABD‘den Kanadaya kadar uzanan 13 bin kişinin çalıştırıldığı büyük bir projeydi.

Bu proje kurulurken amaç nazilerden önce bombayı yapmaktı, bombayı patlatmak değil, göz korkutmaktı!

İnanılmaz bir gizlilikle yürütülen bir projeydi. Projede çalışan kişiler ve aileleri Manhattın'ın kurulan alanından dışarı çıkamıyor, tüm dünyadan uzak yaşıyorlardı. Bir kişi diğer tesiste ne yapıldığını bilmiyordu. Oppenheimer Los alamos'da kullanılmayan bir okulu bilim insanlarının çalışma alanı olarak belirleyerek, çalışmalarını buradan yönetmeye başladı.17 yaşında hastayken yürüyüşler yaptığı yerde artık atom bombası için çalışmalar yürütüyordu, bombanın patlatılacağından habersiz…

Kod adı little boy ve fatman olan iki bomba savaşın sonunu askerler değil fizikçiler getirdi denilmesine sebep olacaktı…

 İlk önce little boy üç gün sonra da fatman bombalanarak, ardında büyük bir yıkım ve vicdan azabı bıraktı.

Oppenheimer kendini işine adayan,ve işi yüzünden gözü hiçbir şey görmeyen biriydi, atom bombasının atılmasının ardından yıllarca vicdan azabı çekerek, dünyanın doğasını aniden ve köklü bir şekilde değiştiren en korkunç bir iş  yaptık ve bunu yapmakla bilimin, insanların iyiliğine olup olmadığı hakkında sorular sormaya başladık demişti.

‘’Dünyanın artık aynı olmayacağını biliyorduk. Bazıları güldü,bazıları ağladı,insanların çoğu ise sessizdi. Bir hindu sözünü hatırlıyorum Şimdi ben ölüm oldum,dünyaların yok edicisi.’’

Bilinmezliklerden doğan bir vicdan azabı. Ünlü fizikçi Oppenheimer kendisi için, ölümün ta kendisiyim demekte haklı mıydı? 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.