İstanbul
18 Ocak, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Çok Sevilen ve Hiç Sevilmeyen Şehir: Ankara

30 Ocak 2024, Salı 18:25

Ankara, kimisi için ciddi ve asabi kimisi için bozkırın inci tanesi. Seveni de sevmeyeni de çoktur Ankara’nın. Çünkü, sevmek için de sevmemek için de binlerce bahane bulunabilir. Ankara ile tanıştığınız ilk zamanlar genellikle tatsız geçer. Şehre alışamaz ve bu şehrin büyük bir şehir mi yoksa küçük bir şehir mi olduğuna bir türlü karar veremezsiniz. Alışma süreciniz tamamlandığında Ankara’nın büyük bir şehir içinde yer alan küçük bir şehir olduğunu anlarsınız. Bu aydınlanma, yaşamınızı daha kolay bir hale getirir.  

Ankara, zaman zaman gri şehir, beton kent ve memurland isimleri ile anılmaktadır. Bu isimler şehrin havasında, yapılaşmasından ve insan profilinden türetilmiş ve maalesef doğru tabirlerdir. Ama sonrasında bu tabirler önemini yitirir ve şehrin sıcaklığı dört bir yanınızı sarar. 

Ankara’yı Yaşamak Gerek! 

Ankara sizlere tüm olanaklara, etkinliklere konserlere her an ulaşabilirim rahatlığı verir. Büyük şehrin tüm olanaklarını önünüze seren Ankara, küçük bir şehir kadar da sıcaktır. Bir kere tüm yollar Kızılay’a çıkar ve bu yollarda sürekli tanıdık simalar ile karşılaşırsınız. Şehir size güven verir. Ne zaman ne yapacağınız, kime gideceğiniz, nerelerden geçeceğiniz bellidir.  

Ankara’nın kasvetli bir havası olduğu söylenir. Şinasi’de bir tiyatro oyunu izleyip Kızılay’a doğru yürürken, Konur Sokak’tan geçerken, Cebeciden Kurtuluş Parkında kahvaltı yapmaya inerken bu kasvetli hava iliklerinize kadar işler. Ama sonuçta ulaştığınız yer ve insanlar tüm kasveti dağıtır. Ankara’da yaşanan aşklar, kurulan dostluklar, edilen sohbetler hep gerçektir. Dışarda ki ayaza inat herkes her yer sıcacıktır.  

Ankara’nın insanı Tiyatroya, kitap okumaya, sinemaya iten bir gücü vardır. Şehirde tiyatro biletleri satışa çıktığı an tükenir. Dost Kitabevi’nde oturup kitabını okuyan yüzlerce Ankaralı vardır. Hafta içi ya da hafta sonu Ankara’da bir etkinlik bulmak çok kolaydır.  

Ankara’yı yaşamak için şehri sevmek gerekir sevmek için ise zaman. Ankara’ya yeni taşınan insanların ilk 1 yılı, Ankara’dan taşınan insanların ise geriye kalan tüm yılları ağlamakla geçer. Bu yüzden Ankara bir şansı hak etmektedir. Eminim ki, herkesin heybesine güzel anılar katacak ve haritada kalp işareti ile gösterilecektir.  

Ankara’ya Gri Diyen Hiç Dolmuşa Binmemiştir 

Ankara’ya yolu düşen, içinden geçen ya da geçerken uğrayan herkesin bir dolmuş anısı vardır. Özellikle Çankaya dolmuşları sizlere bir gece kulübü atmosferi sunar. Işıkları, renklendirmeleri ve grafikleri ile bambaşka bir dünyadan geldiğini düşündüğünüz bu dolmuşlar sizlere bambaşka bir deneyim yaşatır. Dolmuşa adım attığınız ilk an gözleriniz kamaşır ve doğru yerde olup olmadığınızı düşünürsünüz. Dolmuşta çalan müzikleri, koltukların döşemelerini, camdaki yazıları ve ışıklandırmaları anlamlandırmanız biraz zaman alabilir. Böylesi renkli bir yolculuğu hayal bile edemiyorsunuz değil mi? İşte, hayallerin gerçeklere dönüştüğü şehirdir Ankara.  

Ankara sanıldığı kadar kurak ve renksiz bir şehir değildir. Gölbaşı, Eymir, Mavi Göl yeşili ve maviyi sevenlerin uğrak noktalarındandır. Bahçelievler’den Emek’e inen yollar, Atakule’nin çevresi, Seğmenler Parkı yürümesi oldukça keyifli ve yeşillik açısından şanslı lokasyonlardır.  

Ankara’yı Yazmaya Doyamayanlar 

Ankara, edebiyat çevresinde de sevilen ve sık sık şiirlere, öykülere konu edilen bir şehirdir. Gelin birlikte şairler ve Ankara hakkında düşüncelerine birlikte bakalım; 

  • Hüseyin Akın, “Ankara, İyi Kalpli Üvey Ana” kitabı ile Ankara’yı en sade ve yalın şekilde anlatmıştır.  

  • Cemal Süreya, "Bu şehri bu kadar yalın anlatan başka bir şey olamaz sanırım. Sorumluluklarını bilen, asla kötü davranmayan ama sonuçta bir üvey ana olan Ankara. Bu şehirde insanlar bekler. Emekliliği, askerliğin bitmesini, rüşvetin gelmesini, gönderdiğiniz evrakın cevaplanmasını, suskun devletin konuşmasını beklerler. Taşı çatlatacak bir sabırla bir şeyleri beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır.” ifadeleri ile Ankara’yı anlatmıştır.  

  • Haydar Ergülen Ankara için, “Ankara: benim şiirim. İstanbul: herkesin şiiri! Demiştir. 

  • Ahmed Arif, Karanfil Sokağı’nı şiirlerine taşımış ve “ Kar altındadır varoşlar. Hasretin nazlıdır Ankara” mısralarını yazmıştır.  

  • Metin Altıok, “Ölürsem senin toprağına gömülmek isterim Ankara” demiştir.  

  • Nazım Hikmet, “Anlatılması öyle zor (yahut öyle kolay) bir şey vardır ki rüzgarında bağrışılmaz, koşulmaz, yüksek sesle gülüşülmez Ankara Garı’nda.” demiştir.  

Ankara şairlerin, hikayelerin yanı sıra birçok türküye ve şarkıya da konu edilmiştir. Ankara artıları ve eksileri ile herkese kucak açan ve çatı veren bir şehirdir. İçerisinde dünü, bugünü ve yarını yaşatır. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.