DİJİTALLEŞME NEDİR? DİJİTALLEŞMEK İSTİYORUM!

Dijitalleşme, geleneksel iş süreçlerinin teknolojinin faydalarından yararlanarak dijital formata çevrilmesi sürecine verilen en genel isimdir. İşletmeler; hizmetlerini, ürünlerini, faaliyetlerini dijital teknolojiler kullanarak dönüştürmekte ve kendi sektörlerinde öncü hale gelmektedir. 

Nazım Hikmet “Makinalaşmak İstiyorum” şiirinde; 

“trrrrum, 

trrrrum, 

trrrrum! 

trak tiki tak! 

makinalaşmak istiyorum” demişti. 1923 yılında, hızlı yaşanan teknolojik gelişmeleri anlatmak için kaleme alınan bu şiir, günümüzün dijital dünyasına ışık tutmaktadır. Yapılan tüm işler hatta bazen duygularımız bile dakikalar içerisinde anolog ortamdan dijital ortama “trrrrum,trrrrum” geçebilmektedir. Bu hızlı değişime ayak uyduran işletmeler rekabet avantajını elinde bulundurmanın yanı sıra sürdürülebilirliğini de arttırmaktadır.  

Teknoloji sürekli olarak değişim ve gelişim gösteren bir alandır. Bu hızlı ve durmaksızın devam eden gelişim, dijital dönüşümü kaçınılmaz bir hale getirmiştir ve dijitalleşme sonu gelmeyen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreç toplumsal yaşamın her alanında kendine yer bulmuştur. İş dünyasında da hızla artış gösteren dijitalleşme, İşletmelerin pazarlama stratejilerini değiştirmekte ve medya kanallarını kullanılarak daha geniş kitlelere ulaşılmasını kolaylaştırmaktadır. Eğitim, sağlık, turizm, bankacılık, tarım gibi birçok sektörde önemli bir yeri olan dijitalleşme, işletmelere rekabet ortamı da oluşturmuştur. 

Son dönemde adlarını sıkça duyduğumuz sanal sınıflar, mobil bankacılık hizmetleri, çevrimiçi ortamlarda satışı yapılan organik tarım ürünleri, e- nabız ve e- devlet gibi tüm kişisel bilgilerimizin dijital ortamlara aktarıldığı uygulamalar hayatlarımızı büyük ölçüde kolaylaştırmış ve bizleri de farklı bireylere dönüştürmüştür. Farklı pencereler, anlamlar ve fikirler bulmak artık bir tık kadar yakınımızdadır. Bulduğumuz yenilikleri hayata geçirmek ise sandığımız kadar zor olmayabilir. Günümüzde dijital dönüşüm öyle bir hal almıştır ki, gerçekteki varlığınız, dijital varlığınız ile doğru orantılıdır. Dijital dünyada ne kadar görünür olursanız, hafızalarda kalıcılığınız o kadar yüksek olacaktır. Geniş kullanım alanına sahip olan dijitalleşme, işletmelerin ve kurumların başarı oranını arttırmakta, iş yükünü hafifletmekte ve yüksek bir verimlilik sunmaktadır. Somut olarak bir işletmenizin olmaması bile dijital dünyada var olmanıza engel değildir. Kullanıcılar, sadece internet üzerinden alım- satım faaliyetleri yürüterek çok geniş kitlelere ulaşabilmekte ve bir marka haline gelebilmektedir. Böylece zaman – mekan sıkışması azaltılmakta ve teknolojinin kazandırdığı hız ile mekanın sınırları aşındırılmaktadır.  Peki, dijitalleşme tüm hayatımızı bu kadar kolaylaştırırken ve var olmamızı sağlarken sosyal hayatımızı nasıl etkilemektedir? 

Sosyal bir varlık olan insan, dijital dünyada da sosyalleşebileceği bir alan buldu kendine. Bu alan sosyalleşme kavramının tanımını da değiştirmektedir. Dijital dönüşüm öncesinde sosyalleşme, yüz yüze kurulan ikili ilişkilere ve mekansal bir ortama bağlanmaktaydı bu dönüşüm sonrasındaysa kavramın tanımına, zaman ve mekan gerektirmeyen ortamlar dahil olmaktadır. Öncesinde alışveriş yaparken ya da bir toplantı esnasında sosyalleşen bireyler artık online alışverişe ve çevrimiçi düzenlenen toplantılara yönelmektedir. Bunların yanı sıra, çeşitli sosyal medya ağları, oyun siteleri, chat siteleri gibi seçeneklerle de tanışan insanlar buralarda vakit geçirmeye başlamıştır. Dijital dünyanın içerisine giren ve keşfeden bazı bireyler ise mekansal ortamdan tamamen koparak dijital dünyanın bir uzantısı haline gelmiştir. Varoluşun temelinde olan insan bağlantıları ve bireyin yalnızlığı, dijital dönüşümün yanlış yorumlandığı durumlarda sadece bilgisayar bağlantılarına ve toplumsal yalnızlığa sebep olabilmektedir.  

Dijital dönüşüm; geleneksel ve yeni medya kanallarında üst düzey görünürlük, yapılan her işin dijital dünyada bir karşılığının olması, farklı bakış açıları kazanmamız, kamu ve özel sektörde iş ilerleyişinin hızlanması gibi sayısız örnekle sosyal yaşamda büyük bir alana sahiptir. Dijital dönüşüme hayatımızda açtığımız yerin, kişilik haklarımıza, karakter özelliklerimize, sosyal yaşantımıza hükmetmesine izin verilmemelidir. Bu noktada kontrolü hiçbir zaman elden bırakmamamız ve bireyin sosyalleşme sürecinin, dijital dönüşüme yenik düşmesine izin vermemiz gerekmektedir.