İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Dört Büyüğe Diz Çöktüren Kadın: Tomris Uyar

30 Ocak 2024, Salı 18:19

İkinci Yeni Kuşağı’nı var eden kadın denir Tomris Uyar için. O edebiyat dünyasının ilham kaynağıdır. Başarılı bir yazar olmasının yanı sıra birçok şairin başarısında da büyük bir rolü vardır. Ülkü Tamer, Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever... Hepsi Tomris aşkı ile deliye dönmüştür. Peki, kimdir bu büyük şairleri “büyük” yapan Tomris Uyar? 

Hukukçu bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Tomris Uyar, İngiliz Kız Ortaokulu’nda yani şimdiki ismiyle Robert Kolejinde eğitim görmüştür. Uyar, üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne bağlı Gazetecilik Enstitüsü’nde tamamlamıştır. Çocukluk yıllarında başlayan yazma tutkusu yazarın hayatına yön vermiş ve Çağdaş Türk öykücülüğünün önde gelen isimlerinden bir olmuştur. Bir kadın olarak ataerkil bir toplumda saygı görmeyi başaran Uyar, hem bir kadın hem de bir yazar olarak kendini var etmeyi başarmıştır.  

Edebiyat ile Geçen Bir Ömür 

Tomris Uyar, tüm edebiyat severler tarafından bilinir ve merak edilir. Bir kadın olarak kabul görmenin ve kendini var etmenin en zor olduğu zamanlarda edebiyat sahnesine çıkan Tomris, birçok başarıya imza atmıştır.  

Cemal Süreya ve Ülkü Tamer ile Papirüs dergisinin kuruları arasında olan Uyar, kitap tanıtımı, deneme ve eleştiri yazıları yazmış ve bu yazıları Yeni Dergi, Varlık, Soyut gibi dönemin önde gelen dergilerinin sayfalarını süslemiştir. Yazar 1970 yılında, 17 öyküden oluşan ilk öykü kitabı İpek ve Bakır’ı çıkartmıştır. Yazım yolculuğuna, Yaza yolculuk, Yürekte Bukağı, Dizboyu Papatyalar, Büyük Saat gibi birçok eser ile devam eden Uyar, edebiyat dünyasının en prestijli ödüllerinden olan “Sait Faik Hikaye Armağanı” ödülüne iki kere layık görülmüştür.  

Herkes Tomris’e Aşık, O Kendine! 

İkinci Yeni dönemi Türk Edebiyatı’nın en parlak dönemlerinden biridir. Hepimiz, bir aşk için sancı çekerken önce İkinci Yeni’ye koşarız. Bazen yaramızı kanatır bazen ise merhemimizi buluruz. Bu dönem, şiirin ve aşkın en verimli olduğu dönemdir. Şairler, şiirler ve dillere destan aşk hikayeleri... İkinci Yeni, eserlerinin ilhamını aşktan almıştır. Ülkü Tamer, Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever... Bu 4 şairin, duygu yüklü şiirlerinin ve aynı akıma dahil olmalarının yanında çok daha büyük bir ortak noktaları vardır; Sahip olunamayan kadın Tomris Uyar! 

Tomris Uyar, ilk evliliğini yasak aşkı Ülkü Tamer ile yapmıştır. 1963 yılında dünya evine giren çiftin, kısa bir süre sonra Ekin isimli bir kızları hayata gözlerini açar. Ekin, süt boğulmasından dolayı vefat eder. Bu hüsranı atlatmakta güçlük çeken Ülkü- Tomris Tamer çifti ayrılmaya karar verir ve ilişkilerini saygı çerçevesi içerisinde sonlandırırlar.  

Cemal Süreya’nın Tomris’e Duyduğu Derin Aşk 

Ülkü Tamer ile yaşadığı ayrılık sonrasında Cemal Süreya ile Ankara Sanatseverler Derneği Lokalinde tanışan Uyar, hayatının üç yılını Cemal Süreya ile geçirmiştir. Tanıştıkları zaman ikisi de evliydi ve eşlerinden boşanıp birlikte yaşamaya başladılar. Çift saatlerce sohbet etmeyi, büyük masalar kurmayı, şiirler, şarkılar ve hatta öyküler okumayı çok severdi. İlişkileri hem duygusal hem de zihinsel anlamda onları beslemekteydi. Hatta Cemal Süreya ilham perisi Tomris Uyar için  

“Ay ışığında oturduk /Bileğinden öptüm seni / Sonra ayakta öptüm / Dudağından öptüm seni / Kapı aralığında öptüm / Soluğundan öptüm seni / Bahçede çocuklar vardı / Çocuğundan öptüm seni / Evime götürdüm yatağımda / Kasığından öptüm seni / Başka evlerde karşılaştık / İliğinden öptüm seni / En sonunda caddelere çıkardım / Kaynağından öptüm seni” dizelerini kaleme aldı ve duyduğu derin aşkı edebiyat tarihine kazıdı.  

Cemal Süreya, Tomris’e merhamet ve şefkat dolu bir aşk duyardı. Üzülmesine, kırılmasına ya da canının sıkılmasına dayanamazdı. Günlerden bir gün, Tomris, Cemal Süreya’ya “Akşamları eve biraz geç gel yahu, bir erkek hiç mi dolaşmaz” dedi. Her gün akşam 6’da eve gelen Süreya, ertesi gün 6’yı 15 geçe ertesi gün 6 buçukta eve geldi. Bir gün Tomris uyar, camdan toz bezini sirkelerken, Cemal Süreya’yı gördü. Şair, evin önünde oturmuş ve zamanın dolmasını beklemektedir.  

Tomris Uyarı “Uyar” Yapan Adam 

Özgürlüğüne olan düşkünlüğü, ele avuca sığmayan karakteri ve elde edilemez havası ile birçok şairi kendine aşık eden Tomris, Turgut Uyar’ın aşkına karşı koyamamış ve ikinci evliliğini gerçekleştirmiştir. Turgut Uyar, şiir yazmakta zorluk çektiği bir dönemde Tomris Uyar ile tanışmıştır. Bu tanışmanın ardında en verimli dönemlerinden birini yaşayan Turgut Uyar, Tomris’e aşk dolu mısralar adamıştır. Şair içindeki Tomris sevgisini şu dizeler ile dile getirmiştir,  

“Senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz / Kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz / Alır başımı Erzincan’a giderim seni düşünmek için / Dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor / Kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için / Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur / Ne var ki ıslanır gider coşkunluğum durmadan / Durmadan / Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden / Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan / Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm / Seni övdüğüm zaman / Güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda / Seni övdüğüm zaman”  

Yani tüm aşıkların sıkça tekrarladığı “Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur” dizeleri, Tomris Uyar için kaleme alınmıştır.  

Tomris’in Platonik Aşığı Cansever! 

Tomris Uyar ile Edip Cansever arasında güzel bir arkadaşlık ilişkisi vardır. Birlikte edebiyat söyleşilerine katılan, şiirler, öyküler kaleme alan bu iki yazarın arkadaşlığı bir noktada sekteye uğramıştır. Tomris Uyar’ın dayanılmaz cazibesine daha fazla karşı koyamayan Cansever, arkadaşına karşı derin bir sevgi beslemeye başlamıştır. Ama bu sevgi karşılıksız kalmıştır. Cansever, Tomris’in doğum günü olan 15 Mart tarihinde,  

“Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki / Hani Etiler’den Hisar’a insek bile / Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın / Çok yaşında her zamanki çocuksun gene / Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç…/ Mart ayında patlıcan, ağustosta karnabahar / Mutfağın mutfak olalı böyle / Bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı / Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene / Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma / Oysa güneş pek batmadı senin evinde / Söyle / Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç?” şiirini kaleme almış ve karşılık göremediği sevgisini içinde yaşamaya devam etmiştir.  

Özgürlüğüne düşkün olan yazara, kimse tam anlamıyla sahip olamamıştır. Çünkü o en çok kendini sevmiş ve kimse için benliğinden ödün vermemiştir. Edebiyat tarihine öyküleri, denemeleri, eleştirileri ve aşklarıyla yön veren Tomris Uyar, 4 Temmuz 2003 yılında hayata gözlerini yummuştur. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.